Doğal Afetlerde Kritik Bir Kabiliyet: Askeri Hava Ulaştırması
AskeriHavacılık

Doğal Afetlerde Kritik Bir Kabiliyet: Askeri Hava Ulaştırması

Deprem, sel gibi doğal felaketler bir kriz yönetimini gerektirir. Kriz yöneticilerinin elindeki çok değerli kabiliyetlerden bir tanesi de askeri hava ulaştırmasıdır. Bu kabiliyet durumsal farkındalığı sağlayan keşif, gözetleme ve haberleşme imkanından havadan yangın söndürmeye kadar çok geniş yelpazede imkanlar sunar. Sivil hava ulaştırması da doğal afetlerde askeri hava ulaştırması kadar önemlidir. Ancak askeri hava ulaştırma uçaklarının pervaneli olması, üstten kanatlı olması, platform performansı, yükleme/indirme, atma/atlatma kolaylıkları, yer ekibi desteğine ihtiyaç duymaması ve uçuş ekiplerinin eğitim seviyesi özellikle doğal afetlerin ilk kritik saatlerinde askeri hava ulaştırmasına olan ihtiyacı artırmaktadır.

Doğal Afetlerde Eğitimli Personel:

Harbe hazır seviyede tutulan askeri uçuş ekiplerinin bir çok taktik kabiliyeti doğal afetlerde en uç noktalara yardımını ulaşmasını sağlar. Çok basit bir örnek olarak askeri hava ulaştırma uçakları ile kısa pistlere veya yarı hazırlanmış pistlere iniş kalkış yapılabilmektedir. Askeri helikopterler kötü hava şartlarında, gece gündüz her türlü araziye inebilmektedir. Askeri uçuş ekiplerimizin eğitim seviyesi bu konuda çok yüksektir. Örneğin parçası olmaktan gurur duyduğum uluslararası hava ulaştırma uçakları yarışmasında (Rodeo 2000) Türk C-130 ekibi kısa pistlere inişte Dünya birincisi olmuştur. İlerleyen yıllarda farklı etaplarda hem Avrupa’da (ETAM) hem de ABD’de çok güzel başarılar elde edilmiştir.

C-130/C-160 Ulaştırma Uçakları Kategorisinde En İyi Kısa Piste İniş Ekibi Plaketi

Doğal Afetlerde Hava Ulaştırması:

Askeri hava gücünün barış dönemi en etkin kullanım alanlarından birisi hava ulaştırmasıdır. Bir kriz anı olan deprem, sel gibi felaketlerde askeri hava ulaştırması başka hiçbir şekilde yeri doldurulamayacak imkanlar sunar. En bariz ayırt edici yeteneği sürattir. Bu özellik kritik ilk 48 saatte binlerce hayatın kurtarılmasına imkan verir. Hava ulaştırması; kara ve deniz yolu ile ulaşılması zor veya riskli olan bölgelere yiyecek-içecek, yardım malzemeleri, teçhizat, tıbbi ekipman, arama kurtarma ve sağlık personeli gibi acil ihtiyaçlar için hızlı bir şekilde erişim sağlar. Aşağıdaki resimde yarı hazırlanmış bir piste inen A400M ulaştırma uçağı sahaya ihtiyaç duyulan malzemeyi götürmektedir. Alttan kanatlı jet motorlu bir uçağın böyle bir piste inmesi mümkün değildir.

Doğal Afet Bölgesinde Yarı Hazırlanmış Piste Personel ve Malzeme İndiren A400M Ulaştırma Uçağı

Askeri hava ulaştırması; A400M, C-130, An-124, CN-235 gibi uçaklardan, CH-47, Mi-17, UH-60 gibi helikopterlerden ve İnsansız Hava Araçlarından (İHA) oluşur. Askeri ulaştırma uçakları sivil uçaklardan farklı olarak üsten kanatlıdır ve çok büyük bir kısmı pervaneli motora sahiptir. Böylece kısa veya yarı hazırlanmış pistlere inebilirler. Yer ekibine ihtiyaç duymadan görevlerini icra edebilirler. Havadan veya çok alçak irtifadan yardım malzemesi atabilirler. Helikopterler, süratle yardım bölgesine gidebilir ve her yere gece gündüz iniş yapabilirler. İHA’lar keşif ve gözetleme başta olmak üzere haberleşmeye kadar bir çok alanda kullanılabilirler. Platformların bu kabiliyetleri kadar önemli olan diğer bir faktör eğitimli personeldir. Askeri uçuş ekipleri bu görevleri her an yerine getirecek şekilde eğitimlidirler. Şimdi doğal afetlerde hayat kurtaran bu görevlere daha yakından bakalım.

Doğal Afet Bölgesine Taktik Kolda Yardım Götüren C-130 Ulaştırma Uçakları

Doğal Afetlerde Personel Nakli:

Başta arama kurtarma ekipleri, sağlık personeli, haber ekipleri, insani yardım ekipleri ve devlet görevlileri gibi afet bölgesine yardım etmek için gelen kişiler, hava ulaştırma platformları ile bölgeye hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşabilirler. Ayrıca uçaklar dönüşte, afetzedelerin tahliyesinde veya güvenli bölgelere nakledilmesinde kullanılabilirler. Yolların parçalandığı, erişimin imkansızlaştığı durumlarda önceden belirlenmiş ve kontrolü yapılmış bölgelere iniş gerçekleştirebilirler. Gerekiyorsa yüksek irtifadan personel atlatma yapabilirler. Özellikle CH-47 gibi helikopterler başta olmak üzere tüm döner kanatlı platformlar afet bölgelerinde noktadan noktaya görev yapabilirler.

Afetzede ve Yaralı Nakli Yapan C-130 Ulaştırma Uçağı

Doğal Afetlerde Malzeme Nakli:

Zamanla yarışılan kriz anlarında hava ulaştırma platformları, afet bölgesine her türlü ihtiyaç duyulan malzemenin taşınmasında önemli bir rol oynar. İlaç, yiyecek, içecek, battaniye, çadır, su filtreleri, taşınabilir tuvaletler gibi acil ihtiyaç olan malzemeleri hızlı ve güvenli bir şekilde afet bölgesine ulaştırabilirler. Eğer bölgede inilebilecek yer yoksa bu malzemeleri havadan atabilir veya alçak irtifadan bırakabilirler. Toplanma bölgeleri gibi atma/atlatma bölgelerinin de önceden belirlenmesi, hazırlanması, işaretlenmesi, plan eklerine konulması ve gerekli eğitimlerin yapılması afet anında reaksiyon süresini çok kısaltacaktır.

Doğal afet bölgesine götürmek üzere yardım malzemesi yüklenen bir CH-47 (Kaynak: Gazete Rize)

Doğal Afetlerde Tıbbi ve Sıhhi Tahliye:

Hastanın sağlık durumunun aciliyetine göre tıbbi veya sıhhi tahliye gerekebilir. Tıbbi tahliye; bir hasta veya yaralının en kısa zamanda, acil tıbbi müdahalenin başlatılarak en uygun sağlık teşkiline nakledilmesi ve nakli sırasında havada tedavisinin sürdürülmesidir. Tıbbi tahliye, ambulans uçaklarla veya helikopterlerle yapılır. Sıhhi tahliye ise; aciliyet gerektirmeyen ama tıbben afet bölgesinden uzaklaştırılıp takip edilmesi gereken hastaların hava yoluyla yeterli donanıma sahip bir hastaneye sevk edilmesidir. Mümkün olduğu her durumda tıbbi/sıhhi tahliye amacıyla görevlendirilen hava platformuna Kızılay işareti konulmalıdır. Kızılay işareti olan platformun görevi uçuş planına girilmelidir. Bu platformların hava trafiğinde öncelikleri vardır.

Doğal afetlerde kullanıma hazır, tam donanımlı CN-235 Ambulans Uçağı

Doğal Afetlerde Keşif, Gözetleme ve Haberleşme:

Afet bölgesindeki hasar ve ihtiyaçları belirlemek, yardım ve kurtarma çalışmalarını koordine etmek, kriz yönetim merkezinin ihtiyacı olan bilgilerin gerçek zamanlı sağlanması  için P-72 benzeri uçaklar kullanılabilir. Gerektiğinde bu uçaklara konu uzmanı kamu görevlileri, öğretim üyeleri, belediye yetkilileri de binerek karar vericilerin ihtiyacı olan daha detaylı bilgileri temin edilebilirler.

Doğal afetlerde keşif, gözetleme ve haberleşme için kullanılabilecek P-72 / ATR-72 Deniz Karakol Uçakları

Hava ulaştırma uçakları eskiden beri haberleşme aktarım istasyonu (röle) olarak kullanılmıştır. Bu göreve ilave olarak özellikle İHA’lar ve balonlar afet bölgesinde mobil iletişim ve internet servis sağlayıcı olarak kullanılabilir. 2017 yılında Maria Hortumu’nun neden olduğu hasar nedeniyle iletişim altyapısının çöktüğü Porto Riko’da  Project Loon adı verilen projeyle loonet adı verilen bir ağ oluşturarak, yüzbinlerce Porto Rikolu’ya internet erişimi sağlanmıştır. Balonlar, geniş bir bölgeyi kapsayacak şekilde konumlandırılmış ve afetzedeler balonlara bağlanarak internete erişebilmişlerdir. Daha sonra Loon projesi, diğer ülkelerde de uygulanmaya başlanmış ve acil durumlar için mobil iletişim altyapısı sağlamak maksadıyla alternatif bir seçenek olarak kullanılmıştır. Loon projesine benzer bir yaklaşım İHA’lar ile de sağlanabilir. Vazgeçilen Turkcell dronecell projesi de bu kapsamda önemli bir projedir. Afet bölgesinin büyüklüğüne göre platform sayısında ihtiyaçlar artabilir. Havada kalma sürelerini artırmak gerekebilir. Bant genişiliği ayarlamalarına ve uygulama sınırlamalarına gidilebilir. Kriz yönetimindeki en kritik kabiliyetlerden birisi olan kesintisiz haberleşme için hava ulaştırma platformları bir çözüm olabilir.

Doğal Afetlerde Havadan Yangın Söndürme:

Yaşanan afet ile birlikte kritik tesislerde yangınlar çıkabilir. Bölge itfaiyesinin aynı afete maruz kaldığı düşünüldüğünde afet bölgesi dışından gelecek bir yangın söndürme kabiliyeti kritik bir öneme sahip olacaktır. Sivil yangın söndürme uçak ve helikopterleri de bu amaçlı kullanılabilir ama bu platformların çoğu gündüz ve görerek uçuş yapabilirler. Oysa gece görüş kabiliyetine sahip MAFFS yüklü bir C-130 uçağı gece de bu görevi icra edebilir. Askeri ulaştırma uçakları geçmişte de yangın söndürme görevlerinde kullanılmıştır. 1999 İzmit depreminde çıkan Tüpraş yangınında C-130 uçakları çok etkin görev yapmıştır. Hangi yangına hangi karışımın atılacağının daha önceden belirlenmesi çok önemlidir. Sadece su atmak her zaman çözüm olmayacaktır. Tüpraş yangınına hazırlıksız yakalanılmasına rağmen petrol yangınına etkili olacak kimyasal madde çok kısa zamanda Atatürk, Esenboğa ve İncirlik meydanlarından Yenişehir meydanına getirtilmiştir. Burada uygun karışım hazırlanarak yangına en hızlı ve en etkili şekilde müdahale edilmiştir. Atılan karışımın buharlaşmadan yere ulaşması için baca seviyelerinin altında uçuş gerçekleştirilmiştir.

Tüpraş yangınını söndürmek için baca seviyesinin altında uçan C-130 ulaştırma uçağı

Sonuç:

Askeri hava ulaştırması, doğal afetlerde özellikle kritik ilk 48 saatte, acil ihtiyaç duyulacak malzeme, ekipman ve personeli hızlı bir şekilde afet bölgesine ulaştırabilir. Bundan dolayı ilk şokun atlatılmasında ve yaraların sarılmasında kullanılması gereken eşşiz ve hazır bir kabiliyettir. Askeri hava ulaştırması, klasik görevlerine ilave olarak keşif, gözetleme ve haberleşme gibi durumsal farkındalığı artırıcı ve karar vericilerin işlerini kolaylaştırıcı imkanlar da sunar. Bu nedenle, kriz ve afet yönetiminde kullanılmak üzere askeri hava ulaştırma stratejileri geliştirmek, kapasiteyi artırmak, plan, eğitim ve tatbikat yapmak afetlerle daha etkili mücadele edebilmek için önemlidir. Makalede sadece askeri hava ulaştırma platformlarının ele alınması, sivil hava ulaştırma platformlarının önemini göz ardı etmemektedir. Ancak ilk kritik saatlerde askeri platformların çok daha önemli bir görev üstleneceğini vurgulamaktadır.

Leave a Comment