HAFÜSA Giriş
Hava ve Füze Savunması (HAFÜSA) konusunda bir seri olacak bu yazı dizisinde; HAFÜSA konsepti, tehditler, savunulacak kritik tesisler, uçakların, karada ve denizde konuşlu hava savunma sistemlerinin rolü, uzayda-havada-satıhta konuşlu erken ihbar sistemlerinin önemi, hipersonik[1] füzeler gibi yeni nesil tehditler değerlendirilecektir.
Silah sistem etkinlik analizleri yapan profesyoneller ihtiyaca göre deterministik veya istatistiksel modeller kullanırlar. Bazen de bu iki yöntem birlikte kullanılır. Örneğin JTLS ve JCAT bu kapsamda kullanılan modellerden iki tanesidir[2]. Öncelikle dost ve tehdit ülkelerin tüm kuvvet yapısı ve bulundukları coğrafya modele girilir. Bu model ne kadar doğru verilere sahipse modelin çıktıları da o kadar doğru sonuç verecektir. Alt yapı hazırlandıktan sonra analizi yapılacak silah sistemi ilgili ülkenin kuvvet yapısına ilave edilir. Belirli bir senaryo ve ilgili ülkenin harekât konseptleri göz önüne alınarak harp oyunlaması yapılır. Bu şekilde analizi yapılan silah sisteminin o ülkenin tüm harekat etkinliğine olan katkısı daha bilimsel yöntemlerle ortaya konabilir. Elimizde bu tür modeller olmadığından bu yazı serisinde kavramsal analizler yapılacaktır.
HAFÜSA Nedir?
HAFÜSA; genel olarak dost unsurları korumak ve hareket serbestisi sağlamak, düşman unsurlarını ise hareket serbestisinden mahrum ederek dost unsurlara nüfuz etmesini engellemek amacıyla icra edilir. Burada savunulacak hedef ve tehdit olmak üzere iki önemli kavram ön plana çıkmaktadır. HAFÜSA, bu iki kavramın tam ortasındadır.
Politik ve stratejik muhtemel gelişmeler, ihtiyaçlar ve tehdit, HAFÜSA için ayrılacak gücü belirlemedeki en önemli parametrelerdir. Bu çerçevede politik, ekonomik, kültürel veya askeri açıdan değerli olabilecek her şeyi savunulacak unsur olarak tanımlayabiliriz. Ancak, etkin bir savunma sisteminin oluşturulması açısından tehdidi somut kriterler çerçevesinde kategorize etmek gerekmektedir.
HAFÜSA Tehditleri
HAFÜSA için tehditleri[3], hava ve füze tehdidi olarak iki ana gruba ayırabiliriz:
Uçaklar
Bu kapsamda ilk tehdit grubu uçaklar; kendi arasında insanlı ve insansız olarak ikiye ayrılmaktadır. İnsanlı uçaklar; savaş uçakları, İstihbarat-Gözetleme-Keşif (İGK), ulaştırma, Havadan İhbar ve Kontrol (HİK), tanker, helikopter ve sivil uçaklardan oluşmaktadır. İnsansız uçaklar ise büyük, yüksekten uçan ve hızlı İHA’lar ile alçaktan uçan, yavaş, tespit edilmesi güç ve küçük İHA’lardır. Birinci grupta yer alan İHA’lar hava ve füze savunma sistemi için insanlı uçaklarmış gibi değerlendirilir.
Füzeler
Hava tehdidinin diğer grubunda yer alan füzeler ise aerodinamik füzeler ve balistik füzeler şeklinde temelde ikiye ayrılırlar. Aerodinamik füzeler; havadan yere, yerden havaya, havadan havaya ve seyir füzelerinden oluşmaktadır. Bu füzeleri diğer füzelerden ayıran özellik hava soluyan füzeler olmalarıdır. Bazıları seyrüsefer yapabilmekte, bazıları da güdüm sistemleri vasıtasıyla çok sıkı hedef takibi yapabilmektedir.
Aerodinamik füzelerin dışında kalan füze tehdidi ise balistik füzelerdir. Balistik füzelerin farkı aerodinamik bir yüzeye sahip olmamaları ve takat (güç) bittiğinde belli bir mermi yolu (yörünge) izlemeleridir. Yakın, kısa ve orta menzilli balistik füzeler yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha uzun menzilli kıtalar arası IRBM (Intermediate Range Ballistic Missile) ve ICBM (Intercontinental Ballistic Missile) füzeler ise çok daha az ülkenin envanterinde bulunmaktadır.
Füze tehdidinin diğer grubunu da roket, top ve havanlar oluşturmaktadır. Bu grup yavaş yavaş modern orduların envanterinden çıkmaktadır. Bununla birlikte, İsrail gibi küçük yüzölçümüne sahip, derinliğine savunma imkânı bulunmayan ülkelerin savunmasını sürekli sınayabilecek ve sınır ötesindeki unsurların icra ettiği harekâtı sekteye uğratabilecek ölçüde etkin ve nispeten ucuz seçeneklerdir.
İttifakın Önemi
Coğrafyadan bağımsız olarak; kara, deniz, hava, uzay ve siber uzayı da içine alan çok boyutlu hava ve füze tehdidine tek başına karşı koymak ve %100 emniyette hissetmek imkânsızdır. Bu nedenle, hava ve füze savunması açısından koalisyon veya ittifak içinde bulunmak bu yükün paylaşılmasını sağlayan etkin bir çözümdür. İttifak içinde olmak en başta ittifak üyelerinin birbirine tehdit olma potansiyelini azaltır, savunma hattını derinleştirir, imkân ve kabiliyetleri artırır, dolayısıyla tüm ittifak için toplam HAFÜSA başarısını artırır. Ayrıca ittifakın sağladığı caydırıcılık diplomatik çözümlere daha büyük şans verir. Başka bir ifadeyle ittifak ve koalisyonlar tehdide maruz kalma olasılığını azaltmaktadır. Örneğin, NATO ittifakı içerisinde bulunmak, tüm önemli batılı güçleri daha baştan tehdit olmaktan çıkarmak ve diğerlerine karşı da caydırıcılık sağlamak anlamına gelmektedir.
Erken İhbar ve İkaz
Tehditle baş edebilmenin en önemli koşulu tehdidi tespit edebilmek yani görmektir. Füzelerin fırlatılmasıyla hedefe ulaşması arasındaki zaman çok kısadır. Füzelerin radar kesit alanlarının çok küçük olması sebebiyle tespiti zordur. İttifak içinde tehdidi erken tespit ve teşhis açısından harekat merkezleri, erken ihbar sensör ve radarları arasında entegrasyon olması ve oluşturulan hava resminin paylaşılması HAFÜSA başarısını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu yetenek havuzu veya NATO’da kullanılan terimle “akıllı savunma” ittifak üyesi ülkelerin savunma harcamalarını da azaltmaktadır. Örneğin Almanya NATO içerisinde etkin varlık göstererek doğudan gelebilecek hava ve füze tehdidine milli imkânlarıyla birlikte ittifak imkânları ile karşı koymaktadır. Bu kapsamda NATO hava savunma konsepti linkteki videodan izlenebilir. Aynı şekilde, İsrail aktif hava ve füze savunmasının etkinliğini artıran en büyük etken, ABD ile yaptığı ittifaktır. İran tehdidine karşı; ABD’nin erken ihbar ikaz uydularıyla ve bölgede konuşlu x-band kabiliyetli radarları ile kurduğu entegrasyon sayesinde fırlatma safhasında tehditten haberdar olmaktadır.
Uzayın ve Yakın Uzayın Etkisi
Tehdidi erken görmek, hava ve füze tehdidine karşı koymak için uzay ve yakın uzayın sunduğu imkânlardan faydalanmak zorunluluktur. Telafisi mümkün olmayan ölümcül stratejik füze saldırılarını tespit amacıyla, kızılötesi (IR) sensörlere sahip uydular ile karada-denizde ve havada konuşlu füze ikaz radarları birlikte çalışmaktadır. Yer senkron (geosynchronous) yörünge üzerinde konuşlu kızılötesi sensörlere sahip uydular uzun menzilli füzeleri fırlatma safhasında tespit edebilmektedir. Aynı uydularla harekât ortamındaki ısıyı azaltıcı özelliklere sahip taktik balistik füzeler dahi tespit edilebilmektedir. Uydular ve x-band radarlarla fırlatma esnasında yani füzenin en düşük süratinde tespit edilmesi ve fırlatıldığı ülkenin topraklarında vurulması en çok istenen önleme şeklidir.
Uzayın sunduğu imkânların harekât ortamına dâhil olmasıyla oluşan yeni hava ve füze mimarisi, uzayda “erken ihbar hattı” kurmayı ve satıhta oluşturmaya çalışılan derinliğine yatay savunma hattını uzayı da kapsayacak şekilde dikey boyuta taşımayı zorunlu kılmaktadır. Dikey boyuttaki derinliğine savunma katmanlı hava ve füze savunması olarak adlandırılmaktadır. Katmanlı savunma sisteminin bir parçası olan erken ihbar siteminin uzayda konuşlu kızılötesi sensörlere sahip uydularla desteklenmesi, şumüllü (çepeçevre) savunma prensibinin hayata geçirilmesine de önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Bu imkan olmasaydı eskiden SSCB’nin ve ABD’nin yaptığı gibi dünyanın çeşitli noktalarına erken ihbar radarları yerleştirmek gerekecekti. Bu da milli imkânlarla sahip olunması çok zor, politik ve teknik birçok sorunu içinde barındıran çok pahalı bir çözüm tarzı olacaktı.
Sonuç
Tehdit füze ve uçak sistemlerine paralel olarak önleme sistemleri de gelişmektedir. Ancak başarılı bir HAFÜSA mimarisi; derinliğine ve çok katmanlı silah sistem ailesini ve entegre erken ihbar radar ve sensör ağını zorunlu kılmaktadır. Bu alt yapının tamamına bir ulus devletin tek başına sahip olması hem tedarik ve lojistik açıdan çok zordur hem de ülke ekonomisine ciddi bir yük getirecek kadar masraflıdır. Ayrıca tek başına sistemlerin başarı oranı entegre sistemlere göre çok daha düşüktür. Bu sebeple ülkeler ittifak içinde yetenek havuzlarıyla hem güvenliklerini sağlamayı hem de ekonomik yükü paylaşmayı tercih etmektedirler. Serinin ikincisinde, İsrail örneği üzerinden analizimize devam edeceğiz.
[1] Hipersonik: Ses hızından 5 kat ve daha fazla hızlar için kullanılan terim.
[2] https://www.mitre.org/sites/default/files/pdf/bowers_ert.pdf
[3] JP 3-01, Countering Air ans Missile Threats s. 23
Yine güzel bir yazı olmuş. Yazinin iceriginde Gündem ve NATO’nun gerekliliği bakımından faydali açıklamalar mevcut. Takipteyiz