Dağlık Karabağ Savaşı 2 - savunmaanaliz
AskeriGüvenlik

Dağlık Karabağ Savaşı 2

İlk yazımda belirttiğim gibi Azerbaycan, 2000’li yılların başından itibaren ve özellikle 2011 yılından sonra düzenli olarak askeri harcamalar için bütçesinden ayırdığı payı artırmıştır. 2011-2014 döneminde bu durum zirve yapmış ve Azerbaycan Ermenistan’ın ayırdığının dokuz katı bir bütçeyi kuvvet yapısının modernizasyonuna ayırmıştır. Bir savaşın zaferle sonuçlanmışı için kuvvet yapısı, modernizasyon planı önemlidir. Ancak kuvvet yapısının en doğru şekilde kullanılması iyi bir harekât planıyla mümkündür.  Harekât planın bölümlerinden bir tanesi de harekâtın icra edileceği coğrafyanın etüt edilmesidir. Bu yazımda 2. Dağlık Karabağ Savaşı’nın icra edildiği harekât ortamını inceleyeceğim.

Harekât Ortamı

Literatürde “harekat ortamı” yerine “harekat alanı” kullanıldığını daha sık görürsünüz. Harekat alanı, iki boyutlu bir kavramdır ve bugünün silahlarının kullanıldığı ortamı tanımlamaktan uzaktır. Bu sebeple hava harekat planlayıcıları üç boyutu daha iyi ifade eden harekat ortamı kavramını kullanmaktadırlar. Bu yazıda, coğrafyayla ilgili konularda harekat alanı, harekatla ilgili konularda harekat ortamı kullanılmıştır.

İşgal edilmiş Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi ve Hukuken Azerbaycan’a ait olan fakat Ermenistan tarafından işgal edilmiş yedi bölge (Kelbecer, Laçin, Kubatlı, Zengilan, Cebrail, Fuzuli, Ağdam) ve üzerindeki hava sahası 2. Dağlık Karabağ Savaşı’nın harekât ortamıdır. Bu bölge Harita-1’de Ermenistan sınırı ile siyah kesik çizgi arasında kalan bölgedir. Dağlık Karabağ 4.400 km2’lik yüz ölçümüyle, Karabağ bölgesinin (18.000 km2) bir parçasıdır. Oldukça dar ve sınırlı bir harekât ortamıdır. Uydu fotoğrafından açıkça görüleceği gibi harekât ortamının çok büyük bir kesimi dağlıktır. Güney bölümü yani İran sınırı ise nispeten daha düzlüktür ve kara harekâtının büyük bir kısmı bu bölgede gerçekleşmiştir.

Harita-1 2. Dağlık Karabağ Savaşının İcra Edildiği Coğrafya (Harita: Ekovitrin )

Temas Hattı, iki tarafın ordularını ayıran hattır ve Mayıs 1994 ateşkesinden sonra oluşturulmuştur. Temas hattının uzunluğu yaklaşık 190 kilometredir. Hattın kuzeyini Murov sıradağları oluşturmaktadır. Bu dağlar yukarıdaki haritada siyah kesik çizginin kuzey kısmını oluşturmaktadır. Küçük Kafkasya’nın en yüksek sıradağı olan Murov; yaklaşık 10 km genişliğinde, 70 km uzunluğundadır ve en yüksek noktası 3.724 metrelik (12.289 feet ) Gamış dağdır. Diğer bir dağ silsilesi kuzey güney istikametinde uzanan ve en yüksek zirvesi 2.725 metre (8.992 feet)  olan Büyük Kirs sıradağlarıdır.

Hattın güneyini İran sınırı ve Aras nehri oluşturmaktadır.  Ocak ayında 42,2 m3/sn kadar olan nehrin debisi, harekatın başladığı Eylül ayında en düşük değerine ulaşmakta böylece ihtiyaç halinde nehir geçişine en uygun döneme denk gelmektedir. Aras nehri Murovdağ silsilesinin kuzeyinden gelen Kura nehriyle Azerbaycan’da birleşmekte ve Hazar denizine dökülmektedir. Aras nehrinden harekât bölgesini dikey kesen kollar mevcuttur ve bunlar doğal engel teşkil etmektedir. Harita 2’de bu durum gösterilmiştir.

Dağların nehirlerle ve kollarıyla kesişmesiyle oluşan derin yamaçlar kara harekâtında taarruz edeni yani Azerbaycan’ı zorlayıcı doğal manialar oluşturmuştur.  Bu vadiler hava taarruz kollarına Ermenistan radarlarından saklanmak için normalde avantajlar sağlasa da Ermenistan hava gücünün kullanılmaması sebebiyle böyle bir taktiğin kullanıldığına yönelik bir kaynağa rastlanılmamıştır.

Bölgede ormanlar 187,7 bin ha ‘dır. Ormanlar hava taarruzlarına veya top atışlarına hassas bölgelerde sızmalar için özel kuvvetler birliklerine avantaj sağlar. Şuşa’nın ele geçirilmesi esnasında coğrafyası gereği zırhlı araçlarla ve ağır kara silahlarıyla taarruz etmek mümkün olmamıştır. Şehir hava taarruzlarıyla ve top atışlarıyla da vurulmak istenilmemiştir. Bu sebeple Şuşa’ya; ormanları ve nehir yataklarını kullanarak özel kuvvetler ile müdahale edilmiştir.

Genel olarak değerlendirildiğinde 2. Dağlık Karabağ savaşının icra edildiği coğrafya doğru kullanıldığında savunmada kalana avantaj , taarruz edene dezavantaj sağlayacak özelliklere sahiptir.

Harita 2 Harekât Alanı Nehirleri ve Kolları (Harita: Demis)

Savunma Yapısı

Savunma derinliğine ve kademelendirilmiş olmalıdır. Ancak harekât alanının derinliği çok fazla olmamakla beraber batısı Ermenistan olduğu için kısmen tolere edilebilir bir coğrafi derinlik mevcuttur. Bu derinliği Ermenistan elindeki karada konuşlu hava savunma sistemleriyle güçlendirmeye ve kademelendirmeye çalışmıştır. İlk savunma temas hattına kurulmuştur. Böylece Dağlık Karabağ coğrafyasının dışında ilk hat oluşturulmuş ve kırılması halinde ikinci hattın destek gelinceye kadar direnebileceği düşünülmüştür. Bu yaklaşımın iki temel sorunu vardır: Birincisi Ermenistan düşmanının elindeki hava gücünün oluşturduğu tehdidi doğru değerlendirememiş ve envanterindeki Rus menşeli eski hava savunma sistemlerine temelsiz bir şekilde aşırı güvenmiştir ( bu durum aynı zamanda Ermenistan Silahlı Kuvvetlerinin yeteri kadar eğitimli olmadığını ve kendi zaaflarını da yeteri kadar bilmediğini göstermektedir). İkincisi, Ermenistan Azerbaycan’ın başlangıçtan itibaren ateş gücüne değil manevraya dayalı bir taarruz yapacağını değerlendirmiş ama tam tersi gerçekleşmiştir. Böylece coğrafyanın Ermenistan’a sağladığı avantajlar en düşük seviyede kalmıştır.

Harekat Ortamı Ulaşım Hatları

Lojistik hatlar orduların can damarlarıdır. Azerbaycan hava gücü kendi meydanlarından harekâtı yürüttüğü için lojistik bir sorun beklenmemiştir.  Meydanların açık kalması yeterli görülmüştür. Zaten Ermenistan’ın elinde pistleri hassasiyetle vurabilecek bir silah sistemi de bulunmamaktaydı. Azerbaycan, Ermenistan uçaklarına karşı da hava savunma sistemleri ve önleme uçakları planlanmıştı ama Ermenistan uçaklarını hiç kullanmadı.

Ermenistan, Mayıs 2020 tarihinde Rusya’da Su-30 uçakları almıştı. Ermenistan Başbakanı Paşinyan, “Bize neden Su-30SM uçaklarını aldınız diye soruyorlar. Evet, biz bu uçakları Mayıs 2020’de aldık ve evet, savaştan önce bunlara füze alacak zamanımız olmadı. Eğer eski yetkililer bu uçakları almış olsaydı füzeleri de almış olurduk.” açıklamasını yapmıştır. Paşinyan’ın eski yönetimi suçlaması ulusal güvenlikle ilgili konuların iç siyasetin üzerinde olduğunu göstermesi açısından iyi bir örnektir. Biz teknik açıdan baktığımızda muhtemelen; füze tedarik edememekle birlikte eğitim ve lojistik sorunlar olduğunu ve bu uçakları kaybetmemek için kullanmadıklarını değerlendiriyorum. Aynı zamanda tedarik bütünlüğünün, yani platform değil kabiliyet tedarik etmenin ve etki odaklı düşünmenin ne kadar önemli olduğu füzesiz Su-30 örneğinde açıkça görülmektedir. Bu kapsamda 2. Dağlık Karabağ savaşında hava üstünlüğü mücadelesi de olmadı ve Azerbaycan İnsansız Sistemleri çok büyük bir serbestiyetle kullandı. İHA’ların etkisini kesinlikle küçümsememekle beraber kullanıldığı harekât ortamı içinde etkinliğini değerlendirmek en doğru yaklaşım olacaktır.

Harita 3 Azerbaycan Demiryolları Haritası (Harita: Azərbaycan Dövlət Dəmir Yolları)

Lojistik açıdan diğer bir önemli ulaşım hattı da çok daha büyük intikalleri ve lojistik kapasiteyi taşıma imkanı olan demiryollarıdır. Harita 3’den de rahatlıkla görülebileceği Bakü-Tovuz hattında harekât bölgesinin çok yakınlarına ve ilerleyen safhada içlerine kadar erişen demiryolu hatları mevcuttur. Yine güney hattı, Fuzuli-Cebrail ve Zengilan ilerleme hattını desteklemek için yeterlidir. Ayrıca Uydu Fotoğrafından da görülebileceği gibi Azerbaycan’ı harekât bölgesine bağlayan yeteri kadar kara yolu mevcuttur. Bu ulaşım hatları Azerbaycan’ın harekât bölgesine çok hızlı olarak kuvvet aktarımını mümkün kılmıştır.

Uydu Fotoğrafı: Kara Ulaşım Hatları

Benzer şekilde Ermenistan’ı da harekât bölgesine bağlayan farklı büyüklükte kara yolları mevcuttur.  Harekât bölgesi içinde de kuvvet kaydırmaya imkân sağlayan yollar-köprüler vardır. Azerbaycan, bu köprülerin büyük bir kısmını hava tecrit harekâtı kapsamında havadan yere taarruzlarla vurarak lojistik hatları kesmeye ve birliklerin ilerleyişini engellemek istemiştir. Bu konuda Azerbaycan oldukça başarılı olmuştur. Ermenistan, ana yolların vurulması ihtimaline karşı çevre yolları ve ara yollar kullanarak harekâtın sürekliliğini sağlamaya çalışmıştır.  Lâçin-Karabağ yolu bu kapsamda Azerbaycan’ın en çok taarruz ettiği kara yolu olmuştur. Çünkü bu otoyol Ermenistan’ın en büyük kapasiteli lojistik hattıydı.

2 Ekim 2020 tarihinde top atışlarıyla vurulan Laçin yolunda Aşağı Sus’da bir köprü (CEP 10m)

Meteorolojinin Harekâta Etkisi

Harekât bölgesi, yüksek sıradağlarla çevrili olduğundan genelde iklimi kuru ve karasaldır. Yılın birçok gününde yoğun güneş ışığı görülür. Yaz mevsimi, yüksek rakımlı alanlar hariç uzun ve sıcaktır. Ovalarda, Haziran ve Ağustos aylarında ortalama sıcaklık 25 C derecedir. Kış mevsiminde; ovada ve dağ eteklerinde ortalama Ocak sıcaklığı yaklaşık −5 C derece, dağlarda ise -12 C derece olmaktadır. Sonbahar, genelde ılık ve güneşlidir.

Harekâtın büyük bir kısmının geçtiği 2020 Ekim ayındaki sıcaklık, nem, yağış ve rüzgâr durumu harekât bölgesinin merkezi olarak kabul edebileceğimiz Hankenti meteoroloji verileriyle değerlendirilmiştir. Sıcaklıklar gündüz 14-26 C derece ile gece 4-16 C derece arasında değişim göstermiştir. Harekâtı sınırlayacak bir sıcaklık etkisi yaşanmamıştır. Aksine kara harekâtı açısından sıcaklıklar çok uygundur. Ekim ayı boyunca beş gün yağış olmuşsa da yağış miktarı hava ve kara harekâtını etkileyecek boyutta gerçekleşmemiştir. Görüş, hemen hemen her zaman görerek atışa müsaittir. Keşif, gözetleme ve savaş sonu hasar değerlendirmesi için engel teşkil edecek meteorolojik bir kısıtlama harekât süresi boyunca çok az zaman karşılaşılmıştır. Yer rüzgârlarının zaman zaman 20-25 km/h hızda estiği periyotlar olmuştur. İrtifa rüzgârlarının daha fazla olacağı düşünüldüğünde klasik mühimmat kullanılan havadan yere taarruzlarda ve topçu atışlarında zaman zaman etkili olabildiği değerlendirilmektedir.

Harekat bölgesinde 27 Eylül 2020 tarihinde gün doğumu 06:47, gün batımı 18:43 (gün uzunluğu 11 saat 56 dakika); 10 Kasım 2020 tarihinde gün doğumu 07:36, gün batımı 17:41(gün uzunluğu 10 saat 05 dakika) olarak gerçekleşmiştir. Yarım saat öncesi ve yarım saat sonrası dahil edildiğinde 44 günlük harekat boyunca ortalama 11 saat gün ışığından faydalanılmıştır.

Meteorolojinin harekâta etkisi bu veriler ışığında değerlendirildiğinde seçilen harekat başlangıç zamanının ve bitirilme tarihinin uygun olduğu ifade edilebilir. Harekâtın uzamaması hava durumunun olumsuz etkilerini minimumda tutmuştur. Harekât uzamış olsaydı yaklaşan kış sebebiyle hava durumunun olumsuz etkisi daha fazla olacaktı.

2020 Ekim Ayı Meteoroloji Bilgileri

Sonuç

44 gün süren 2. Dağlık Karabağ Savaşında coğrafyanın etkisini taarruz, savunma, lojistik ve diğer harekât fonksiyonları açısından incelemeye çalıştım. Denk güçler için çok büyük zorluklar oluşturabilecek yüksek dağlar, derin yamaçlar, ormanlık arazi ve ilerleme hattını dik kesen nehir yatakları ne Azerbaycan’ın taarruz planına ne de Ermenistan’ın savunma planına çok büyük olumsuz etki oluşturmamıştır.

Harekât boyunca hava üstünlüğünün tamamen Azerbaycan lehine olması; Azerbaycan’ın havadan ve karadan ateş gücünü rahatlıkla kullanmasına ve satıh kuvvetlerinin çoğunlukla ana hatlardan ilerlemesine izin vermiştir. Ermenistan hem araziyi kullanarak hem de elindeki hava savunma sistemleriyle kademeli bir savunma hattı oluşturmayı planlamışsa da Azerbaycan’ın ateş gücü ve akıllı mühimmatlar sayesinde kolaylıkla etki altına alınabilmiştir. Kuvvet yapısının denk olduğu ve hava üstünlüğünün sağlanamadığı durumlarda ateş gücünün bu kadar kolay kullanılamayacağı, satıh kuvvetlerinin bu kadar hızlı ilerleyemeyeceği ve coğrafyanın etkisinin daha fazla olacağı akıldan çıkarılmamalıdır.

Harekatın detaylarını serinin üçüncü yazısında okuyacağız.

Leave a Comment