Uzayın ve Yakın Uzayın Harekâta Etkisi - savunmaanaliz
AskeriAstropolitik

Uzayın ve Yakın Uzayın Harekâta Etkisi

Uzay ve Yakın Uzay Kavramları

Uçakların sürekli kullandığı hava sahasının üzerinde bulunan “uzay” ve “yakın uzay” iki farklı harekat ortamıdır. Bu iki farklı boyutta görev yapan araçların dünya üzerinde icra edilen harekât görevlerine nasıl etki ettiği bu yazının konusudur. “Yeni Köye Eski Adet: Astropolitik” başlıklı yazımda daha detaylı izah ettiğim gibi uzay, atmosferik etkilerin havadaki cisme etkisinin ihmal edilebilir boyuta ulaştığı deniz seviyesinden ortalama 100km yükseklikten başlamaktadır. [1].

Yakın uzay ise literatürde, hava soluyan uçakların en etkili şekilde uçabildiği yüksekliğin alt limit ve uzay araçlarının yörünge yüksekliğinin üst limit kabul edildiği 20 km ile 100 km arasında ki bölge olarak tanımlanmaktadır.[2] Yakın uzay, yüzlerce kilometre yüksekliğe çıkmadan dünya üzerindeki harekâtta uzay ile benzer etkileri oluşturma potansiyeline sahiptir. Ancak yeterince faydalanılmayan bir bölgedir.

Uzaydaki Uyduların Harekâta Etkisi

Askeri faaliyetlerin planlama ve icrasında uzayın sunduğu imkân ve kabiliyetleri; erken ihbar, çevresel izleme, uydu haberleşmesi, İGK (İstihbarat, Gözetleme Keşif), konum belirleme, seyrüsefer ve zamanlama başlıkları altında toplayabiliriz. Uydular, bu görevleri üzerlerinde taşıdıkları sensörler sayesinde yerine getirmektedir. Uydular taşıdıkları sensörlere uygun yörüngelerde görev yapmak zorundadırlar. Uzayda uydu sahibi olmanın askeri açıdan faydaları ise şu şekilde özetlenebilir[3]:

1. Ülke sınırları kapsamında satıh ve hava sahası için geçerli uluslararası hukuktan kaynaklı “üzerinden uçuş” kısıtlamaları uzay için söz konusu değildir.

2. Uzayda konuşlu bir sistem, ulaşılabilecek en üst seviyeden küresel bir bakış açısıyla dünyaya bakabilmektedir. Askeri açıdan ise istenilen bir bölge ya da noktayı 7/24 izleme imkânı sağlamaktadır.

3. Uydular, harekâtın temposuna göre planlı ve plansız haberleşme ve İGK gibi ihtiyaçları istenildiği yer ve zamanda karşılayabilmektedir. Satıhta konuşlu veya havadaki muadil sistemlerle aynı ihtiyacı karşılamak daha uzun zaman alacaktır ve daha risklidir.

4. Uydular, görüş açısı içerisindeki tüm kullanıcılara ilgili bilgileri kriptolu veya açık, gerçek zamanlı iletebilmektedir. Konum belirleme, seyrüsefer ve zamanlama uyduları buna en iyi örneklerdir.

5. Sürat, mesafe ve eğim gibi uzaya özgü yörüngesel parametreler uzay aracına çok kısa zamanda geniş alan üzerinde sadece uçmayı değil, aynı zamanda geniş kapsama alanı sayesinde harekâtın devamlılığına katkı sağlamaktadır. 

6. Haberleşme uyduları vasıtasıyla ses ve veri iletişimi kesintisiz olarak icra edilebilmektedir. Hareketli birliklerin iletişim ihtiyaçlarıyla birlikte komuta kontrol link sistemleri de desteklenmektedir.

İstihbarat, Keşif ve Gözetleme (İGK)

Uyduların veri ve ses aktarımındaki gecikmeleri icra edilen göreve göre göz ardı edilebilmektedir. İGK faaliyetlerinde ise çözünürlük hedef değerlendirmede kritik bir faktördür. NATO 3769 numaralı STANAG’da bulunan çözünürlük değerleri temel alındığında; bazı hedefler için tanımlama, genel teşhis, tam teşhis yapılabilmekte ancak teknik analiz yapılamamaktadır.[4] Çünkü teknik analiz için cm düzeyinde çözünürlük verilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Yakın uzay sistemleri daha düşük irtifada olduklarından aynı sensörle uyduya nazaran daha yüksek çözünürlük sunabilmektedir.

Derinlikteki hedeflerin taarruz öncesi bilgilerinin güncellenmesi ve taarruz sonu hasar kıymetlendirmesi görüntü istihbaratı uydusu tarafından yapılmaktadır. Ancak uydunun stratejik seviye bir İGK unsuru olduğu dikkate alındığında uydunun geçiş saatleri, elde edilen görüntülerin değerlendirilmesi ve planlayıcılara istenilen zamanda ulaştırılması hususunda sıkıntılar yaşanabilmektedir.

Düşmana ait Elektronik Muharebe Düzeni (EMD) bilgileri; Elektronik İstihbarat Merkezler (EİM), radarlar ve HİK uçağı tarafından güncellenmektedir. Keşif uçakları veya İnsansız Uçuş Sistemleri (İUS) vasıtasıyla taarruz edilen hedeflerin taarruz sonu keşif planlaması yapılmaktadır. Bu platformların gördüğü alan irtifalarıyla, uçuş süreleri yakıtlarıyla doğru orantılıdır. Oysa yakın uzay sistemleri çok daha geniş bir coğrafyayı çok daha uzun süre gözetleyebilmektedir.

Yakın Uzayın Harekâta Etkileri

Bu bölümde yakın uzay kabiliyetlerinin hava harekâtına katkısı incelenecektir. Yakın uzay, geleceğin harekât ortamında önemli potansiyele sahiptir. İlgi ve etki sahası bölgesel olan ülkeler için yakın uzay, uzaya nazaran teknolojik olarak daha kolay erişilebilir bir harekat ortamıdır.

Yakın uzaydan, havadan hafif ve insansız yakın uzay gemileri vasıtasıyla faydalanılmaktadır. Kaldırma kuvveti yakın uzay gemilerinin gövdesi içerisinde bulunan havadan hafif gazlar yardımıyla oluşmaktadır. İtki sistemleri ve aerodinamik yüzeyler vasıtasıyla yönlendirme yapılabilmektedir. Manevra yapabilmek için gerekli olan itki kuvvetini güneş enerjisi vasıtasıyla depolanan elektrik enerjisi ile çalışan sistemler sağlamaktadır. Kullandığı sınırsız güneş enerjisi kaynağı ile görev bölgesinde aylar ile ifade edilebilecek zaman diliminde görev yapabilmektedir. Yüksek irtifadan dolayı geniş alanda kapsama temin edebilmektedir.

NASA’nın Yakın Uzay Gözetleme Balonu Gönderme Hazırlıkları

İGK Platformları Mukayesesi

Yakın uzay gemileri, İGK görevlerinde aranan süreklilik açısından önemli avantajlara sahiptir. Uydu platformları üzerindeki İGK faydalı yükleri genellikle yüksek öncelikte ve stratejik görevler için kullanılırlar. Taktik görev ihtiyaçları için her an kullanıma hazır değillerdir. Yakın uzay gemileri ise sabit konumunu belirlenen bir bölgede haftalar hatta aylarca koruyabilmektedir. Buna karşın 200 km uzaklıkta bulunan bir alçak irtifa uydusu, aynı hedefi her 14 yörüngede ve farklı açılardan kat etmektedir. İnsansız Hava Araçları ise sınırlı yakıttan dolayı belli bir sürenin üzerinde havada kalamamaktadır.

Yakın uzay gemileri ile İHA’lar optik izleme açısından, uydulara nazaran çok daha düşük irtifada görev yapmaktadırlar. Böylece daha düşük optik kırınım değerine ve dolayısıyla daha yüksek çözünürlüğe sahiptirler. Çözünürlük ve süreklilik açısından bir değerlendirme yapacak olursak; İHA’lar yakın uzay sistemlerine göre daha iyi çözünürlük değerlerine sahiptirler. Fakat yakın uzay gemileri istenilen bölgede daha uzun süre görev yapabilmekte ve yükseklik nedeniyle daha geniş alanı gözetleyebilmektedirler.

Yakın Uzayda Bir Gözetleme Balonu (Kaynak:NASA)

Taarruz Görevleri

Yakın uzay gemilerinin taarruz görevlerinde 65.000 ft üzerinde ve 4000lb faydalı yük ile görev yapabilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, geniş kapsama alanı içerisinde icra edilecek dinamik hedefleme görevlerinde yakın uzay gemileri etkinlikle sürpriz silah olarak kullanılabilecektir. Örnek bir yük konfigürasyonu açısından; görüntü istihbaratı ve sinyal istihbarat sistemleri ile birlikte seyir füzeleri ve minyatür bombalar bu platformlardan kullanılabilecektir. İlave olarak, görüntü istihbaratı sistemi ile beraber geniş alan gözetleme, SAR (Sentetik Açıklıklı Radar), GMTI (Yer Hareketli Hedef Göstergesi) ve YES (Yönlendirilmiş Enerji Sistemi) gibi faydalı yükler de kullanılabilecektir.

Yakın uzay gemilerinin bekası nasıl sağlanacaktır? Uyduların bile ASAT silahlarıyla vurulabildiği günümüzde %100 emniyet mümkün değildir. Bununla birlikte 65.000 ft üzeri irtifaya ulaşabilen füze sistemi sayısı azdır. Yakın uzay sistemlerinin metalik bir gövde kaplamasına sahip olmaması sebebiyle radar kesit alanı çok düşüktür. Helyum gibi soy gaz taşımasından dolayı ısı üretmemekte ve termal kesit alanı yok denecek kadar azdır. Wang’a göre her ne kadar havadan hafif gazı barındıran oldukça büyük bir yapıya sahip olsa da yakın uzay hava gemileri 0,001 metrekare düzeyinde radar kesit alanına sahiptir.[5] Düşük radar kesit alanı ve düşük termal kesit alanına sahip olması sistemin radarlar ve termal güdümlü sistemler tarafından tespitini ve önlenmesini güçleştirmektedir. Sistem vurulsa dahi, helyum bir soy gaz olduğu için hidrojen gibi patlayıcı bir özelliğe sahip değildir. 

Komuta Kontrol

Yakın uzay gemileri, geniş harekât ortamı içerisinde harekât icra eden farklı kuvvet unsurları arasında muhabereyi telsiz rölesi fonksiyonuyla gerçekleştirebilir. Özellikle yoğun istihbarat verilerine ihtiyaç duyulduğunda veri rölesi olarak da önemli rol oynayacaktır. Silahlı Kuvvetler unsurları arasında kurulacak data-link sistemleri harekât temposunu arttıracaktır. Yüksek-band genişliğine sahip güvenli data rölesi harekât ortamında Silahlı Kuvvetlere önemli avantajlar sağlayacaktır. Aynı zamanda, faydalı yük olarak radar sistemleri kullanıldığı takdirde erken ihbar sistemi olarak da kullanılabilecektir.

Sonuç

Uzayda ve yakın uzayda konuşlu platformlar tüm harekat fonksiyonları için çok geniş spektrumda imkanlar sağlamaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler için yakın uzaya platform göndermek, uzaya platform göndermekten teknolojik olarak daha kolaydır. Bu kolaylık ilgi sahası bölgesel olan ülkeler için avantajlı ve uzay platformlarının eksiklerini tamamlayıcı bir çözümdür.

İGK harekât ihtiyaçları; uydu, yakın uzay ve insansız uçak sistemleri açısından değerlendirilebilir: Çözünürlük konusunda İUS’lar, kapsama alanı ve süreklilik konusunda yakın uzay platformları ön plana çıkmaktadır. Küresel düşünüldüğünde ise uydular ana platform, yakın uzay ve İUS’lar tamamlayıcı platformlardır.

Uzay platformları, yakın uzay platformları, hava soluyan platformlar ve yerde konuşlu platformlar birbirini tamamlayan sistemlerdir. Özellikle uzay ve yakın uzay sistemlerinin belirli bir stratejik plan içinde yürütülebilmesi için “Neden Uzay Gücüne İhtiyaç Var?” başlıklı yazımda belirttiğim gibi çok iyi kurgulanmış kurumsal yapılara ihtiyaç vardır. Bu kurumlarda çok iyi eğitimli insan gücü istihdam edilmelidir. Ön cephede savaşanların arkasında bir bilim ordusunun olması zafer için kaçınılmaz bir ihtiyaç olmuştur.


[1] Hampton Stephens “Near-Space” Air Force Magazine, 2005, s.36-40

[2] Jason Lambert Cottingham “Impact of a Biologically-Inspired Tail Assembly on Drag Reduction For Lighter-Than-Air Near Space Platforms”, 2010 s.1

[3] Joint Publication 3-14, s. I-4

[4] STANAG: STANdardization AGreement, NATO’nun kullandığı ve ürettiği her mühendislik ürün için belirlediği standartlar serisi. STANAG’lara List of Current NATO Standards adresinden erişilebilir.

[5] Wen-Qin Wang a.g.e. s. 11, 46

2 Comments

  1. FATİH SEFA TOPÇU
  2. FATİH SEFA TOPÇU
  3. Pingback: Afganistan Savaşı - savunmaanaliz Ağustos 29, 2021

Leave a Comment